Merhabalar, röportaj yapmak için vegan şeflerimizden Cicocebali’ye gittik ve kurucusu olan Ebru Dündar ile çok keyifli bir sohbet ettik. Vegan ve raw vegan pastası yapıyorlarmış. Bakalım nasıl oluyor.
Ç.E: Ebru Hanım Öncelikle sizi tanıyalım Ebru Dündar kimdir?
E.D: Merhaba Hoş geldiniz. Ben, vegan, peynir, pasta, yoğurt üreticisiyim fakat mesleğe kurumsal hayattan geldim. Bunun öncesinde 20-25 sene kadar kurumsal iş hayatında devam ederken 2015 yılında vegan oldum. Ondan sonra 2017’de bir peynir ve yoğurt arayışına girdim. O dönemde şu andaki kadar çok fazla marka yoktu o yüzden de kolları sıvayıp kendim başladım bu işe. Önce online eğitim ve onun ardından yüzyüze eğitimlerden sonra üretime başladım. 2017 yılının sonunda ilk satışımı yaptım ve vegan pasta, peynir, yoğurt üretimini eş zamanlı olarak devam ettirdim. 2019 yılında istifa edip şirketimi kurdum ve 2021 yılı Kasım ayında dükkanımızı açtık. Şu an dükkanda çok geniş üretim şeklinde devam ediyoruz.
Ç.E: Hayırlı uğurlu olsun. Tabi izleyenler bütün atölyeyi göremiyorlar ama harika, tertemiz müthiş bir atölye içerisindeyiz. Ürünlerinizin farkı nedir? Cicocebali’deki ürünler diğer vegan mutfaklara göre ya da diğer şeflerimize göre nasıl bir fark ortaya koymaktadır?
E.D: Diğer üretimlere göre ana fark zaten veganlık. Bir fark şu olabilir üretimimizin %90’ı raw vegandır. Yani içeriğinde gluten içermeyen, rafine şeker içermeyen yabancı katkı maddesi olmayan üretim demek. En temiz içerikte ve yüksek besin değerli, yüksek kalite ürünler demek. Onun yanında klasik vegan, yani pişmiş, unla şekerle üretimimiz de var ama çok daha sınırlı.
Ç.E: Peki, yalnızca damağa ve sağlımıza değil aynı zamanda görsele de hitap ediyor Hakikaten çok güzel ürünler var.
Benim merak ettiğim başka bir konu daha var. Cicocebali acaba ne anlama geliyor?
E.D: Cicocebali’nin çok duygusal bir anlamı var benim için. Annemle babamın lakapları akraba arasında babama cebali anneme cico derlerdi. Necla ve Cemal’in ses benzeşmelerinden kaynaklanan böyle güzel bir lakapları var.
Ç.E: Harika! Çok Güzel!. Hepimizin aileleri, sevdikleri, bir şekilde bizi, işlerine profesyonel hayatlarına dokunuyor. Biz de bu hikayeleri paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. Sizler İstanbul’un en seçkin şeflerinden birisiniz ve bizim platformumuzda bulunduğunuz için çok büyük mutluluk duyuyoruz. Peki, sizler neden PASTACIDAN’da olmayı tercih ettiniz?
E.D: Biz de sizle çalışmaktan mutluyuz. Çünkü sizinle ilk çalışmaya başlamadan evvel tanıdığımızda, altyapınızın gayet iyi olduğunu gördük ve vizyonunuzun çok güzel olduğunu fark ettik ve biz online’da yokuz. Aslında belli prensipleri olan kurumsal firmalarla çalışmanın, bizi de sizle beraber ileriye götüreceğini düşündüğümüz için sizinle çalışmaktan mutluyuz.
Ç.E: Çok teşekkür ederiz son olarak sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?
E.D: Evet var. Veganlık genelde gözde büyütülüyor. Çok zor deniyor fakat bunun aslında artık böyle olmadığını gayet lezzetli ve artık ulaşılabilir olduğunu söylemek istiyoruz. Yani biz burada fermente peynir ve yoğurtlar yapabiliyorsak, tertemiz içerikli pastalar yapabiliyorsak, artık biz markaları bile ezberleyemiyorsak bu kadar çok çeşitlendiyse o zaman vegan dünya mümkündür demek istiyorum
Ç.E: Umarım bu söyledikleriniz birilerine yol gösterici olarak ışık tutar. Bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim.